Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Gökhan Altıner'in Kıbrıs Postası TV’de hazırlayıp sunduğu, ‘Sabah Postası’ programına konuk olarak, ülke gündemini değerlendirdi.

Nazım Çavuşoğlu, ülkede çok ciddi bir tartışma ortamı olduğunu kaydederek, “Ortada bir vizyon varsa tartışma da olur. Ülkemizde sosyal medya platformu iletişimi geliştirmek ve fikir tartışmaları yapmak adına olmalıdır ama görüyoruz ki, fikri olmayanların hakaret ortamına dönüştü. İnsanların klavye başına geçince, diğerine seviyesiz şekilde hakaret etme hakkı ne zamandan beri oluştu?” şeklinde soru sordu. Çavuşoğlu, “Fikri olmayanlar hakarete dönüyor, kötü söz sahibine aittir. Bizim için kim ne dilerse Allah 2 katını versin” dedi.

Disiplin Tüzüğü ile ilgili açıklamalarda bulunan Çavuşoğlu, ülkede her yıl öğrencilerin başörtüsüyle okula gelmek istediğini ancak rehberlik ve bakanlığın öğrencileri ikna ettiğini kaydetti. Çavuşoğlu, halbuki başörtüsüyle okula gelmenin anayasal olarak engeli olmadığına değinerek, “Bazı çocuklar ‘ikna edildikleri’ gerekçesiyle şikayette de bulundular” dedi.

“ÖĞRENCİLER KAPANMA İLE İLGİLİ DİRENİŞ ORTAYA KOYDU”

“Ancak bu sene İrsen Küçük Ortaokulu’nda ve Bekirpaşa Lisesi’nde ikinci dönemde kapanma ile ilgili bir direniş ortaya koyuldu. Bekirpaşa Lisesi’nde bere ile 3 yıldır okula gidip gelen bir kızımız var. Okul öğretmenleri ve idaresi o kızımızı da idare ettiler” diyen Çavuşoğlu, bu sene rehberliğin bu konuyu çözemediğini ve kendisinden yardım istediklerini kaydetti.

Çavuşoğlu, “Öğrencilerimize rehberlik, idareler ve bakanlıktan bazı arkadaşlarımız ben de dahil olmak üzere okullarımızda bunun çok normal bulunmadığını birçok kez abi gibi de öğretmen gibi de anlattık. Ancak çocuklar direniş gösterdi. Israrla başörtülü gitmek istediler” ifadelerini kullandı.

İrsen Küçük Ortaokulu’ndaki öğrencinin 17 gün, ‘bone ve bandana olarak isimlendirilen’ başörtüsüyle okula gittiğini ve 4 gün idare tarafından sınıf alınmadığını söyleyen Nazım Çavuşoğlu, öğrencinin ailesinin şikayet etmek için kendisine ulaştıklarını belirtti.

Ailenin anayasal bir engel olmadığını dile getirdiklerini söyleyen Çavuşoğlu, “Başbakana konuyu aktardım ve ciddi de olduğunu söyledim. Ünal Üstel de konunun ciddi olduğunu söyleyerek Bakanlar Kurulu’na getirin dedi. Bakanlar Kurulu’nda aile ile görüşme kararı alındı. İkna olmama ihtimallerine karşı tüzükte hazırlandı” şeklinde konuştu.

 Çavuşoğlu, Erhan Arıklı’nın da aile ile iletişim kurduğunu ve ‘çok gayret ettiğini’ söylediğini belirterek, “İlahiyat Koleji’ne gidebileceği, peruk takabileceği, uyumlu olması gerektiği telkinlerinde bulunduklarını ancak öğrencinin kabul etmediğini söylediler” dedi.

Çavuşoğlu konuyla ilgili detayları şu şekilde anlattı:

“Biz olayların bu şekle geleceğini biliyorduk ama kızın anayasal hakkını engelleyemezdik. Tüzüğü geçirdik. CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, geri çekilsin ve akademik temelde karar verilsin dedi. Başbakan tüzüğü geri çekeceğim dedi. Ben zannettim ki tüzüğü geri çekeceğiz ve hoşgörüyle 3 kızımızın okula devam etmesi sağlanacak. Ben buna ön ayak olmak için sendikaları bakanlığa davet ettim. Konu hassas ve ciddiydi. Hükümetin Genel Sekreterlerinin de katılması ve sorunun çözümünü karşılıklı çözmemiz yönünde bir tavır sergilendi.  Sendikalar geldiğinde ve genel sekreterleri görünce tavır sergilediler. ‘Arkadaşlar konu hassas olduğu için destek olmaya geldi genel sekreterler” dedim.  Tasvip etmediğim bir üslupla tüzüğü geri çekeceksin dediler. Ortada 3 çocuk var ve size önerilerim var dedim. Sendika temsilcisi tüzüğü geri çekeceksin, biz öneri dinlemeyiz dedi ve gittiler.  Ben başbakanla görüşmelerini söyledim. Onunla da çözmediler. Biz sözümüzü tutup tüzüğü geri çektik.”

"Babucunu gey da gel", eylemi ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Çavuşoğlu, “Bizim şu an başörtüyle çocukları ayrıştırdığımızı söylüyorlar, peki sizin öğrencileri eyleme katma hakkınız var mı? Bütün okullarda gruplar kurulup, öğrenciler üzerinden destek istiyorlar. Crocs diye bir terlik giyeceklermiş, fiyatı 3 bin 500 TL ... Peki 200 TL parası olupta okul aile birliğine bağış yapamayan çocuklara al da gel deyince baskı olmuyor mu?” dedi.

“SENDİKA TARAFINDAN ÖĞRENCİLERİN EYLEME DAVET EDİLMESİ PEDAGOJİK BİR DAVRANIŞ MI?”

Çavuşoğlu, “Psikologlar derneğine açık çağrımdır, sendika tarafından öğrencilerin eyleme davet edilmesi pedagojik bir davranış mı? Eyleme giden ve gitmeyen öğrenci arasındaki eşitlik bozuluyor mu?” şeklinde konuştu.

“ÇOK ACİL KODUYLA TOPLANIN”

Çavuşoğlu, “Sendika yöneticilerine açık çağrımdır, ‘çok acil koduyla toplanın’ yapılan eylem pedagojik açıdan uygun değildir. Bu eylem çeşidini ortadan kaldırmaları pedagojik gerekliliktir” dedi.

Çavuşoğlu, “Tüzük sanki herkesin kapanmasını emredermiş gibi davranıyorlar. Başörtüsünü lise ile sınırlandırdık. Ortaokulu ise okul idarelerine bıraktık.” dedi.

“BAŞÖRTÜSÜ LAİKLİĞE ENGEL DEĞİLDİR, BÜTÜN MESELE BEYNİNİZDE BAŞÖRTÜSÜ OLMASIN”

Başörtüsünün kişinin kendi iradesiyle takılmasının laikliğe engel olmadığını belirten Çavuşoğlu, “Laiklik dinsizlik olarak yorumlanamaz. Laiklikte sizin başınızda başörtüsü olabilir. Bütün mesele beyninizde başörtüsü olmasın” ifadelerini kullandı.

“ÖĞRENCİLERİN KAPANMASINI TAVSİYE EDEN BİRİ DEĞİLİM''

“Ben öğrencilerin kapanmasını tavsiye eden biri değilim” diyen Çavuşoğlu, lise seviyesindeki bir öğrencinin başını kapatmak istemesine ise saygı duymak zorunda olduğunu söyledi.

Çavuşoğlu, “Zaten bugüne kadar da okulumuzda başörtülü çocukların olmaması öğretmenlerin mücadelesi sayesinde oldu. Bu topraklarda insanlar doğduğu andan itibaren Atatürkçü yaşam ve felsefe ruhuna işliyor. Birinin başörtüsüyle Atatürkçülüğü elden gidecek diye bir durum söz konusu olamaz” diye konuştu.

Çavuşoğlu, “Benim partinin aldığı kararlar içerisinde bir fikrim vardır. Benim dünya görüşümle ilgili karar alınması ile ilgili mücadele ederim. Ama partinin aldığı karara uymak zorundayım. Partiler bir disiplinle yönetilir. Farklı görüşte arkadaşlarımız mutlaka vardır. Örneğin ortaokulda başörtüsünün tüzükten çıkartılması, milletvekillerimizin katkısı sayesindedir” dedi.

Erhan Arıklı’NIN ANAVATANA SAYGI MİTİNGİNDE BENİMSEMEDİĞİM BİRÇOK HAREKET VAR”            

YDP Genel Başkanı, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı’nın anavatana saygı mitingi ile ilgili de konuşan Nazım Çavuşoğlu, “bu süreçte benimde benimsemediğim birçok hareket var. Bir imamın çıkıp sela okumayacağım demesi görevini istismar ettiği anlamına gelir ve maksadını aşan bir açıklama olduğu için soruşturma da açıldı. Onlara hakaret etmeden yaptıklarının yanlış olduğunu söyleyenlere katılıyorum” ifadelerini kullandı.

“ARIKLI’YA BÖYLE BİR ŞEY YAPMA DEDİM”

Çavuşoğlu, Erhan Arıklı’ya ‘böyle bir şey yapma’ dediğini kaydederek, eylemde atılan sloganlara işaret etti, “Ayşe’yi bu ülkede herkes seviyor, sevmeyenler kendilerini sorgulamalıdırlar. Böyle hassas bir dönemde, bir hedefe doğru giderken, kendi sepetime ne koyarım hesabı yapmak, kesinlikle sela okumam diyenle go home diyenle de ben hepsini aynı sepete koyarım” şeklinde konuştu.

Çavuşoğlu, “Go home diyenlerin maksadı da doğru değil, fikir ayrılığında olunan insanları Güney Kıbrıs’a göndermekte çirkin bir şeydir. Ben aslında hepsini aynı sepete koyuyorum. Çok tehlikeli. Bizim gailemiz ana yasamıza uygun şekilde bireyin hakkını vermektir” dedi.

Çavuşoğlu açıklamasına şu şekilde devam etti:

“Güney’de EOKA’yı terörü öven bir eylem yapıldı. Burada Türk düşmanlığını körüklüyorlar. Kıbrıs tektir ve arada bir sınırı ve giriş çıkış kapıları olacak. Düşmanlık körüklemek bu geliş gidişlerde komşuluk ilişkilerini zedeler. Düşmanca tavır almak küçük coğrafyada insanların mutlu olmasına engeldir. Tarih kitaplarımızda da böyle düşmanca tavır yoktur. Nasıl birlikte bu adada mutlu olacağız?”

“SİBEL HANIMIN BENDEN BİLGİ ALMASINI ARZU EDERDİM”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar’ın, sendikaların yaptığı eyleme destek vermesi ile ilgili de konuşan Çavuşoğlu, “Eylemden sonra açıklamasını doğru bulduğumu söyleyemem. Bu tartışma 1 aydır ülkemizde vardır. Sibel hanım benimle diyaloğu olan biridir. Beni arayıp benden bilgi almadı. Eğer eylemden sonra değil de önce açıklama yapmış olsaydı veya bizimle bir toplantı isteseydi, belki de bu sürece de katkı koyabilirdi” dedi. Çavuşoğlu son olarak, “Keşke bizden bilgi alsaydı, katkı koymuş olsaydı. Benim açımdan daha iyi olurdu. Bakan olarak benden bilgi almasını arzu ederdim” ifadelerini kullandı.