KKTC

Akçın, hasadı yapılan greyfurt, limon ve valensiyada hastalık görülmedi

Turunçgil zararlısı olan böcekle mücadele sürerken, Narenciye Üreticiler Derneği Başkanı Turgut Akçın, hasadı yapılan greyfurt, limon ve valensiyada bu hastalığın görülmediğini vurguladı.

Turunçgil zararlısı olan böcekle mücadele sürerken, Narenciye Üreticiler Derneği Başkanı Turgut Akçın, hasadı yapılan greyfurt, limon ve valensiyada bu hastalığın görülmediğini vurguladı.

Başkan Akçın,  karantina sistemi çalışmadığı için bu tarz sorunlar yaşandığını belirterek, “Yurtdışından gelen bütün fidanların belirli bir süre karantinada beklemesi, bir hastalık var mı, yok mu kontrol edilip üreticiye verilmesi gerekir.” dedi.

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı Tarım Dairesi Müdürlüğü ve Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü tarafından ülkede varlığı tespit edilen turunçgil zararlısı “diaphorina citri” için biyolojik mücadele çalışmaları devam ederken, Narenciye Üreticiler Derneği Başkanı Turgut Akçın açıklamalarda bulundu.

Ülkede bu böcek türünün baş gösterdiğini, fakat hasat edilen meyvelerde herhangi bir sorun olmadığına dikkat çeken Akçın, sıcaklığın 40 derece ve üzerinde devam etmesi halinde sorunların baş gösterebileceğini ve önlemlerin kesilmemesi gerektiğini belirtti.

Bir nevi bite benzeyen bu böceğin İsrail’de çok yaygın olduğunu, Rum tarafına İsrail’den çok fazla fidan geldiğini ve Güney’den de bize geçtiğini kaydeden Başkan Akçın, ülkemizde karantina sisteminin aktifleştirilmesi gerektiğini söyledi.

“Böcek yiyen böcekler üretiliyor”

Memlekette şu anda turunçgil zararlısı “diaphorina citri” böceği ile Tarım Dairesi personelinin mücadele ettiğini kaydeden Narenciye Üreticiler Derneği Başkanı Turgut Akçın, “Şu anda laboratuar ortamında, bu böceği yiyen başka bir böcek (parazitoit böcek tamarixia radiata) üretiliyor ve bahçelere salınıyor. Tarım Dairesi bu şekilde bir önlem almaya çalışıyor.” ifadelerini kullandı.

Ülkede böcek vakası görülse de turunçgillerde hastalık görülmediğine işaret eden Akçın, “hasat edilen meyvelerde bir hastalık yok. Ancak bu hastalık 40 derece sıcaklıkların uzun süre devam etmesi halinde hastalığa yol açacak. Bu böcek ‘asya psillidi’ yani bir nevi bit. Küçücük bir böcek türü. Bize söylendiğine göre böcekle mücadele için 10-12 bin civarında başka böcek üretildi ancak üretilen böceğin ömrü 20 gün civarında. Böcek gönderildikten sonra ilaçlama da yapılacağı söylendi. Böcek yok olduktan sonra ilaçlama hususuna Tarım Bakanlığı’nın ilgilenmesi gerekir.” dedi.

“Asya Psillidi değil ama Akdeniz Meyve Sineği olumsuz etkiledi”

100 bin tonun üzerinde meyve hasadı yapıldığını, ne greyfurt, ne limon, ne de valensiyada bu hastalığın görüldüğünü ama bölgede böceğin hâlâ olduğunu kaydeden Akçın, “İlk Rum tarafında görüldü. Avrupa Birliği tarafından da ilan edildi. İlk zamanlarda bizim tarafta görülmedi, gelip kontrolde etmişlerdi; ama haziran sonu – temmuz başı gibi bölgede görülmeye başladı.” şeklinde konuştu.

Akçın, narenciyede Akdeniz Meyve Sineği’nden dolayı bir miktar kayıp oldu. Dökülme ve çürüme meydana geldi sinek vurmasından dolayı. Bu işin böyle devam edemeyeceğini de söyleyeyim. Hastalıklara çözüm bulunmalı.” ifadesini kullandı.

İhracatın önünün açılması gerektiğine vurgu yapan Akçın, şöyle devam etti:

“Yalnız bizde değil, İspanya’da, Fas’ta, İran’da, Pakistan’da, Çin’de, birçok ülkede bu hastalık var. Bu ülkeler, bu hastalığa karşı nasıl önlemler aldılar da ihracata devam ediyorlar? Onların takip edilmesi ve önlem alınması lazım. Bu ürünün ihracatını yapamazsak, üretici para kazanamaz, para kazanamazsa üretim de duracak. Ya bırakacak, ya ağaçlar kuruyacak. Buna çare bulunmalı.”

“İsrail’den Rum’a, Rum’dan bize geçti”

“Asya ve Afrika kökenli bir hastalık, bu böcekler.” diyen Akçın, konuyu karantina sisteminin çalışmamasına bağlayarak, şunları söyledi:

“Bizde karantina sistemi çalışmadığı için sorun yaşıyoruz. Yurtdışından gelen bütün fidanların belirli bir süre karantinada beklemesi, bir hastalık var mı, yok mu kontrol edilip üreticiye verilmesi lazım. Bu hastalık İsrail’de yaygın. İsrail’den devamlı Rum tarafına fidanlar geldi, Rum’dan da bize geçti. Tahminim bu yönde.”