Dünya

Kıyı kuşlarının azalan popülasyonu ekosistem için alarm veriyor

Raporda, habitat kaybı ve iklim değişikliğine bağlı risklerin, kuşların yaşam alanlarını daraltarak hayatta kalma şanslarını azalttığı vurgulandı.

Koç ve Utah üniversiteleri öğretim üyesi ve KuzeyDoğa Derneği Başkanı Prof. Dr. Çağan Şekercioğlu, tarım faaliyetleri, ağaç kesimi, avcılık ve iklim değişikliği gibi faktörlerin kuş popülasyonlarının azalmasına neden olduğunu ve bu durumun ekosistem için olumsuz sonuçlar doğuracağını söyledi.

Hazırladığı "Kırmızı Liste" ile dünya üzerindeki canlı türlerinin neslini, mevcut tehlike kategorilerine göre sınıflandıran Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN), geçen ay yayımladığı raporda, dünya genelinde 16 kıyı kuşu türünün neslinin iyiye gitmediğini ve bunların tehdit kategorilerinin yükseltildiğini duyurdu.

Bunlardan gümüş yağmurcun (Pluvialis squatarola), sürmeli kumkuşu (Limicola falcinellus), taşçeviren (Arenaria interpres), kızıl kumkuşu (Calidris ferruginea) ve kara karınlı kumkuşu (Calidris alpina) Türkiye'de de görülen türler arasında yer alırken, raporda, habitat kaybı ve iklim değişikliğine bağlı risklerin, kuşların yaşam alanlarını daraltarak hayatta kalma şanslarını azalttığı vurgulandı.

AA muhabirinin rapora ilişkin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Şekercioğlu, tehdit altındaki kuş türü sayısındaki artışın, ekosistemlerin de kritik bir tehdit altında bulunduğunun güçlü bir göstergesi olduğunu söyledi.

Kıyı kuşlarının, genellikle sulak alanlar, plajlar ve kıyı bölgelerde yaşayan, su kenarlarında beslenen ve üreyen türler olduğunu belirten Şekercioğlu, bunları, çevresel değişikliklere hızlı tepki vermeleri dolayısıyla "ekosistemlerin sağlığı için gösterge türler" şeklinde nitelendirdi.

Şekercioğlu, IUCN raporunda bahsedilen, Türkiye'de de görülen türler hakkında şu bilgileri paylaştı:

"Tehdit kategorisinde yeniden sınıflandırılan göçmen kıyı kuşu türlerinden gümüş yağmurcun, sürmeli kumkuşu, kızıl kumkuşu ve kara karınlı kumkuşu "Hassas (VU)" kategorisine yükseltildi. Taşçeviren ise "tehlike altına girmeye yakın (NT)" kategorisine geçti. Bu türlerin hepsi Türkiye'de ilkbahar ve sonbahar göç dönemlerinde, sulak alanlarda ve kıyılarda gözlemlenir."

- Kuş türlerini tehdit eden risk faktörleri

Küresel ölçekte yapılan araştırmalara göre, kuş türlerinin yaklaşık yüzde 60'ının popülasyonlarında azalma saptandığını aktaran Şekercioğlu, bu düşüşün, kirlilik, habitat kaybı, iklim değişikliği, tarım uygulamaları, avcılık ve kentsel gelişim gibi insan kaynaklı faktörlerin sonucu olduğuna işaret etti.

Özellikle göç yolları boyunca yaşanan habitat kaybına ve iklim değişikliğinin etkilerine değinen Şekercioğlu, "Bu etkiler, türlerin yaşam alanlarını daraltarak hayatta kalma şanslarını azaltmaktadır. Dünya genelinde tehdit altındaki kuş türlerinin yüzde 73'ü tarım faaliyetleri, yüzde 51'i ağaç kesimi, yüzde 42'si invaziv (istilacı yabancı) türler, yüzde 39'u avcılık, yüzde 37'si ise iklim değişikliğinden etkileniyor." dedi.

İklim değişikliğinin, küresel ısınma nedeniyle buzulların erimesine ve deniz seviyesinin yükselmesine yol açtığını, bunun da kıyı bölgelerindeki kuşların yaşam alanlarını su altında bırakabileceğini ifade eden Şekercioğlu, üreme, dinlenme ve beslenme için bu alanlara bağımlı olan kıyı kuşlarının ciddi habitat kaybı riskiyle karşı karşıya bulunduğunu dile getirdi.

Şekercioğlu, artan sıcaklıklar ve değişen yağış düzenlerinin, kıyı kuşlarının yaşadığı ekosistemleri etkileyebileceğini, kuraklık ya da aşırı yağışların, kuşların besin kaynaklarının bulunabilirliğini ve üreme başarısını olumsuz etkileyebileceğini belirtti.

İklim değişikliğinin, kıyı kuşlarının beslendiği omurgasızlar ile balıkların bolluğunu ve dağılımını etkileyebildiğine işaret eden Şekercioğlu, şöyle konuştu:

"Okyanus asidifikasyonu ve değişen su sıcaklıkları, bu türlerin yaşam koşullarını ve dolayısıyla kuşların beslenmesini zorlaştırabilir. Kıyı kuşları için uzun mesafeli göçler, iklim desenlerindeki değişikliklerden etkilenebilir. Göç zamanlamalarındaki değişiklikler, kuşların üreme alanlarına ulaşamamasına veya geç ulaşmasına neden olabilir, bu da üreme oranlarını etkileyebilir. Habitatlar azaldıkça ve değiştikçe, kıyı kuşları üzerinde rekabet ve yırtıcılık baskısı oluşabilir. Diğer türlerle besin veya alan için artan rekabet, hayatta kalma ve üreme şanslarını azaltabilir."

- Kuşların ekosistem için önemi

Şekercioğlu, birçok ekosistemde önemli rol oynayan kuşların, tozlaşma, tohum yayılımı ve zararlı böceklerin kontrolü gibi işlevlerle, ekosistemlerin sağlıklı çalışmasına katkıda bulunduğunu vurguladı.

Kuş popülasyonlarındaki azalmanın ekosistem dengelerini de etkileyeceğine dikkati çeken Şekercioğlu, şunları kaydetti:

"Kuşlar, birçok zararlı böcek türünün doğal düşmanlarıdır, popülasyonu azaldığında, bu zararlılar kontrolden çıkabilir ve tarım arazileri ile doğal alanlarda büyük hasarlara yol açabilir. Kuşların tohum yayılmasındaki rolü, bitki çeşitliliğinin korunması için kritiktir. Popülasyon düşüşü, bu bitkilerin yayılımını olumsuz etkileyebilir ve ekosistemlerin genel sağlığını bozabilir. Ayrıca kuşlar, yırtıcı hayvanlar için besin kaynağıdır. Kuş popülasyonlarının azalması, bu yırtıcıların da yok olma riskiyle karşı karşıya kalmasına neden olabilir. Kuşlar, ekosistem biyoçeşitliliğinin önemli bir parçasıdır. Popülasyon düşüşleri, bir ekosistemdeki türler arasındaki ilişkileri zayıflatarak genel biyoçeşitliliği tehdit eder."

Mevcut habitatların restore edilmesiyle kıyı kuşlarına daha güvenli ve uygun yaşam alanları sağlanabileceğini bildiren Şekercioğlu, şu tavsiyelerde bulundu:

"Doğanın yeniden eski işlevselliğine kavuşturulması için doğal alanların restorasyonu projeleri başlatılmalıdır. Kıyı kuşları, göçmen türlerdir ve koruma çabaları uluslararası işbirliğini gerektirir. Ülkeler, göç yolları üzerinde yer alan kritik habitatların korunmasına yönelik ortak projeler geliştirmelidir. Ülkeler arası anlaşmalar, kıyı kuşlarının bulunduğu alanlarda korunma sağlamak için kaynakların desteklenmesine ve bilgi paylaşımına yönelik fırsatlar sunar."